Bir
varlığın yokluğa sürgünüydü seni son görüşüm. Çıplak ellerinle tuttuğun
kalbimin iltihabını çok sonra tedavi edebildim. Parasızlık kadar beterdi
aşksızlık. İkisi de yoksulluktu neticede. Yoksundum sana. Oysa daha giderken
biliyordum geri döneceğini. Beş yıl önce bir barda, dibinde kaybolduğum şişeler
arasında, arkandan küfrederek de söylemiştim ''Geri dönecek o o.çocuğu,'' diye.
Oysa annenin suçsuz olduğunu nice sonra anladım.
Yıllar
sonra seni tekrar görmek için son beş dakika. Bilerek senden önce geldim
buraya. Sanki kendi evimdeymişim gibi rahat olmak istedim. Bu ortama ne kadar
alışırsam, sen o kadar yabancı kalacaktın aklımca. Zamanı tüketmek için
içmediğim iki çay söyledim. Birini koyu bahanesiyle, diğerini saati izlemekten
soğuttum diye içemedim. Sürekli önüme düşen ve yapmak için uzun zaman
harcadığım perçemimi de elimle oynamaktan sonunda bozmuştum.
''Sakin,
sakin!''
Kendime
telkinlerde bulunuyordum. ''Korkacak bir şey yok''. Beş yıl boyunca ne haltlar
yediysek onları anlatıp ayrılacaktık, hepsi bu. ''Abartma kızım bunu
yapabilirsin''. Oysa içim içimi yiyordu ''Neden?'' sorusunu bir de suratına
baka baka sormam için.
Son
dakikalara girdikçe ayağım vücudumdan bağımsız olarak hızlı hızlı sallanmaya
başladı. Ellerim de yer bulamıyordu kendine. Her kapıdan girenin sen olma şansı
artmışken, artık bakamıyordum bile. Bir tarafımda büyük nefret, diğer tarafımda
ona inat aşkın oturduğu masada bekledim seni tekil başıma.
Artık
saate de bakmak istemiyordum, ''Ya bir köşeden bana bakıyorsa?'' Başım öne eğik
tırnak kenarımdan et parçası kopardım. Kopardığım et parçam ''Merhaba,'' dedi.
Sonsuzdu
kelimeler oysa, ağzımdan dökülmeyi beceremediler.
Süreyya
bazen sadece yazarak...
YanıtlaSil"Parasızlık kadar beterdi aşksızlık." cümleni defterime not ettim.
YanıtlaSilSeviliyorsunuz hanımlar...
YanıtlaSilVe Gülda... Bana heyecan yaratan bir cümle kurdun. Mutluyum.
bunu daha bi sıcak buldum sanırım...
YanıtlaSil;)
YanıtlaSilYoksunluk ve aşk hiç bu kadar samimi anlatılmamıştı sanırım..
YanıtlaSil