Her hikâye bir “merhaba”yla başlar ya benim hikâyem de bugün
başladı. Henüz birkaç saat oldu hayata “merhaba” diyeli.
Bu anı çok bekledim. Kolay değil! Tam dokuz ay on gün!
Daracık bir yerde zaman geçmek bilmedi. Az önce açtım gözlerimi, beni hemen
sarıp sarmaladılar. O’nun kucağına verdiler. O… Beni görünce ağlamaya başladı.
Neden ağladığını tam anlayamadım; ama o ağladıkça ben de ağlamak istedim, daha
çok ağladım. Aslında o daracık yerden kurtulduğum için kahkahalar atmam
gerekirken ben ağladım. Ben ağladım, o ağladı… Elimi tuttu, yanağına götürdü… O
an var ya… İşte o an… Rahatladığımı hissettim, üşümemeye başladım.
Ben içerideyken hep konuşurdu benimle. Masallar anlatır, şarkılar dinletirdi, arada başımı severdi. Karnımın acıktığını hemen anlar, karnımı doyururdu. En çok çikolatayı severdim, bilirdi. Birlikte uyurduk, beraber başlardık güne. İlk zamanlar birbirimize alışmamız biraz zor oldu; bu nedenle sıkıntılı günler geçirdik. Ama şimdi beraberiz. Ben onun kucağında, yumuşacık kolları arasında rahatım, mutluyum, huzurluyum. O da ağlamıyor artık, gülümsüyor. İkimiz de bu anı uzun zamandır bekliyormuş gibiyiz. Etrafımızda sakin bir sessizlik…
“Güzel kızım” diyor bana. Hep ellerimi öpüyor, kokluyor.
Tuhaf bir kokusu var… Böyle nasıl desem? Rahatlayıcı bir koku, güven kokusu.
Hep yanımda olsun, beni hiç bırakmasın istiyorum. Ona benzemek, onun gibi
konuşmak istiyorum. İçerideyken çok merak ederdim onu. Acaba nasıl biri diye
sorardım kendi kendime. Sesini duydukça yüzünü hayal ederdim. Şimdi bakıyorum
da suratına… Güzel biri o… Böyle kocaman gözleri, upuzun saçları var. Hayal
ettiğim gibi değil, daha farklı…
Tuhaf bir şekilde bağımlı hissediyorum kendimi ona. Sanki o
olmazsa hayat duracak, nefes alamayacakmışım gibi geliyor.
Beraber gözlerimizi kapıyoruz. Etrafımızda bir sürü insan var; ama bizim umurumuzda değil. Birlikte olduğumuz o anın tadını çıkartıyoruz. Elimi bırakmıyor, sakın bırakmasın!
Şu an bu söylediklerimin hiçbirinin farkında değil, biliyorum. Uyuyorum zannediyor. Varsın öyle sansın. Şimdi içimde başka bir heyecan var. Sabırsızım… Ona ilk “anne” diyeceğim gün için çok çok sabırsızım!
Ebru
pembeyi, sarıyı, renkleri seviyoruz sen yazınca...
YanıtlaSilEbru, adını koymasan da olurmuş. Bu öykünün rengi zaten pembe.
YanıtlaSilSon cümle bir harika...
YanıtlaSil