18 Nisan 2012 Çarşamba

Welcome On Board

Cem: Burası gittikçe daralıyor, çok sıkıldım.

Can: Dikkat edersen burası daralmıyor. Biz büyüyoruz, sorun bizde.

Cem: Sen de sıkıcı olmaya başladın.

Can: Benden sıkılmak için biraz erken değil mi sence?

Cem: Neden? Buradan çıktıktan sonra da hep dip dibe mi duracağız?

Can: Sanmıyorum ama gene de yakın olabiliriz.

Cem: Saçma! Çok merak ediyorum, dışarıda neler olup bitiyor.

Can: Boşuna merak ediyorsun. Çıktığın zaman hiç memnun olmayacaksın.

Cem: Nereden biliyorsun? Daha önce hiç çıkmadın.

Can: Olsun, ben burayı seviyorum, çıkmak istemiyorum. Hem çıkma fikrine nereden kapıldın. Burası bizim evimiz. Dışarısı tehlikeli olabilir.

Cem: Tehlike mi, o nedir?

Can: Tehlike işte, biraz korkunç bir şey, zarar görmek gibi olabilir.

Cem: Ne çok şey biliyorsun. Eğlenceli gelmiyorsun artık bana.

Can: Bildiklerimi kıskanıyorsun.

Cem: Kıskanmak mı? Nereden aklına geliyor bu kelimeler, şeyler?

Can: Bilmem, konuşurken birden çıkıyor işte.

Cem: Anlamlarını atıyorsun yani?

Can: Atmıyorum, kendiliğinden biliyorum.

Cem: A-tı –yor-sun!

Can: Sen de bir gariplik hissetmiyor musun?

Cem: Evet. Bu ses neydi?

Can: Durrrr, nereye gidiyorsun?

Cem: Bu dev de kimmm? Gözünde neden camlar varrrr?

Mm


Müge

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder